Google

28 Haziran 2010 Pazartesi

Anlamak



ANLAMAK:

Az anlamak ters anlamaktan iyidir.
SWEIG
Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
CONFUCIUS
Bu dünyaya anlaşılmak için değil,anlamak için geldik.Anlaşılamamanın üzüntüsünü
duyacağımız yerde,bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak hayat ne kadar gü-
zel olurdu.
E.RENAN

ANNE



ANNE:

Çocuğum beni öldürmeye kalkışsa ,ilk acım onun hapislerde çürüyeceği olur.
SERHAT KESTEL
Bir anne çocuklarının artık, çocuk olmadığını asla fark edemez.
HALBROOK
Annelik sanatının ilk şartı çocuk uyuduktan sonra uyumaktır.
A.FRANCE
Başarısızlık ve büyük zararlara rağmen,hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar,daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır.
Andre MAOROIS
Büyük başarılar değerli annelerin yetiştirdikleri seçkin çocuklar sayesinde olmuştur
ATATÜRK
Bir anne yüreği,dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
BALZAC

AMAÇ



AMAÇ:

Hayatta en zor şey,amaçsız insanlarla yaşama zorunluluğudur.
Cenap ŞAHABETTİN
Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan yardım gelmez.
MONTAIGNE
Amacını genellikle gözünün önünde bulundur,tek tek şeylerde ise duruma uy.
GOETHE
Nereye gittiğini bilen insana yol vermek için,dünya durup kenara çekilir ve ona yol verir.
D.STARR

ALIŞKANLIK



ALIŞKANLIK:

Alışkanlıkların zincirleri,önce duyulmayacak kadar hafif,sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.
Benjamin DISRAELİ
Mademki alışkanlıklar,hayatımızın en ileri gelen hakimleridir,öyleyse ne yapıp edip iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
BACON

Aldatma



ALDATMA:

Eğer erkekler karılarını aldatmanın yolunu bilmeseydi dünyada verem olmayan kadın kalmazdı.
Hüseyin Rahmi GÜRPINAR
İnsan başkalarını aldatma alıştırmasını önce kendinde yapmalı.
Refik Halit KARAY
Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur.İkinci bir kez aldanırsanız bilin ki suç sizindir.
Sarah BERNHARDT
Kurnazlıkların en incesi,bize kurulan tuzaklara düşer gibi görünmeyi iyi bilmektir.
La ROCHEFOUCAULD

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK



ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK:

Aşırı alçakgönüllülüğün de gurur gibi kendine has tehlikeleri vardır.
J.J.ROUSSEAU
Övülmek isterseniz alçakgönüllülüğü yem olarak kullanın.
Lord CHESTERFIELD
Büyük başarılar kişiyi aptallaştırmadığı takdirde kişi alçakgönüllü olur.
ALAIN

Akıl



AKIL:

Akıllı adam,aklını kullanır;daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.
Bernard SHAW
Akıl,yeryüzünden kalksa bile kimse akılsız olduğunu kabul etmez
SADİ
Akıllı bir kafa,daima,ona haksız olduğunu kanıtlayan üç budala bulur.
N.CYBULSKİ
Doğru işlemeyen akıl keskinmiş neye yarar,saatin iyiliği koşmasında değil doğru gidişindedir.
VAUVENARGUES
Bizce aklı başında adam yalnız bizim gibi düşünendir.
La ROCHEFOUCALD
Önemli olan akıllı olmak değil,aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.
DESCARTES
Aptal,kendisinin akıllı olduğunu zanneder;akıllı adam ise kendisinin aptal olduğunu bilir.
SHAKESPEARE
Daha akıllı olmaya çalışmayanlar,gerçekten ahmak ve cahil kimselerdir.
EFLATUN
Aklından nasibini almayanlarla geçinebilmek aklın zaferidir.
VOLTAIRE
Aklıyla övünen kişi,hücresinin genişliğiyle gururlanan mahkuma benzer.
Simon WEIL
Akılsızlar,hırsızların en zararlılarıdır.Zamanınızı,neşenizi ve mutluluğunuzu çalarlar.
GOETHE
Her zaman aklımızın ardı sıra gidelim,diğerlerinin takdiri de canı isterse ardımızdan gelsin.
MONTAİGNE

Ahlak



AHLAK:

Hiçbir savaş yoktur ki,savaş esaslarına dayanmadan ilerleyebilsin.
M. Kemal ATATÜK
Ahlak bir insanın sevmediği bir insana karşı kurduğu otoritedir.
Oscar WİLDE
Milletler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler.
CICERO
Kötü ahlaklı insan kırılmış saksı gibidir,ne saksıdır ne de çamur.
Vehb Bin MÜNEBBİH
Çağımızın ahlaksızlığından neden şikayet ediyorsunuz ki ?Siz ahlaklı olun itibarınız yükselsin.
GOETHE
Ahlaksızlık,ahlakın mevcut olmasının nedenidir.
Anatole FRANCE
Ahlak ve erdemden yoksun kimse,bir çuval çamurdan daha değersizdir.
LAEDRİ

Ağlamak



AĞLAMAK:

Birlikte ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.
J.J.RAUSSEAU
Ne mutlu diline hakim olana,evi kendisine geniş gelene,yaptığı suçtan pişman olup ağlayana.
HZ.MUHAMMED
Ağlamak kadının tuzağıdır.
MEVLANA
Ne hikmettir şu dünyaya,gelen ağlar giden ağlar.
SEYRANİ
Ağlayanlar bir gün güler,gamlanma gönül gamlanma.
KARACAOĞLAN

Affetmek



AFFETMEK:

Hiç kimse,affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.
GOETHE
Başkalarını sık sık affet ama kendini asla
P.SYRUS
Düşmanı affetmek,dostu affetmekten daha kolaydır.
D.DELUZY
Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.
SCHILLER
Affedilmenin verdiği acı kadar kötü bir şey olamaz.
G.MAUPASSANT
Zulmedenleri affetmek,suçsuzlara yapılan haksızlıktır.
SADİ
Kendini affetmeyen bir insanın bütün hataları affedilebilir.
CONFUCIUS

Adalet



ADALET:

Adalet güzeldir fakat liderlerde olursa daha da güzel olur.
Hz.MUHAMMED
Ülkeler kılıçla alınır;ancak adaletle korunur.
TİMURLENK
Adalet,haksız olana haksızlık gibi gelir.Çünkü her insan kendi gözünde suçsuzdur.
Daniel DEFOE
Kuvvete dayanmayan adalet güçsüz,adalete dayanmayan kuvvet acımasızdır.
B.PASCAL
Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır.
MOTEİGNE
Adalet dünyadan kalkarsa,insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.
I.KANT
Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir.
CLEMENCEAU
Geciken adalet adaletsizliktir.
W.S.LANDOR
Haksızlığa yönelip bütün insanların senin peşinden gelmesi yerine,adaletli olup yalnız kalman daha iyidir.
M.GANDI

Açlık



AÇLIK:

Öyle alçak bir kapıdır ki açlık,geçilmesi zorunlu oldu mu,insan ne kadar büyükse o kadar eğilmek zorundadır.
Victor HUGO
Karnı açlardan çok,kalbi açlara acırım.
Cenap ŞAHABETTİN
Kral da dilenci de aynı iştahla acıkır.
MONTEIGNE
Açlık ne dost,ne akraba,ne insanlık ne de hak tanır.
Daniel DEFOE

Acı



ACI:

Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olamazsa,insan da acı çekmeden olgunlaşamaz.
CONFUCIUS
En tatlı şarkılar en acı duyguları dile getirenlerdir.
SHELLY
Yardıma çağırdığım şey acılardır.Çünkü onlar dosttur ve iyi öğütler verirler.
GOETHE
Geçmişteki acılarımıza gülümseyerek baktığımız anda büyümüşüz demektir.
KHIEW
Yoksulluk içinde,mutlu anları hatırlamaktan daha büyük bir acı yoktur.
DANTE
Büyük bir acı içinde bulunduğumuz zaman,yok olmayı vahşi bir zevkle düşünürüz.
FOUQUET
Kendi acımız,bize başkalarınınkini bölüşmeyi öğretir.
GOETHE
Acı tanımamış olmak,büyük bir acıdır.
CICERO
Geçmişte çektiğimiz acılar bize,çekmekte olduğumuzdan daima daha hafif görünür.
ANNUNZIO
Acı çekmeyenler,başkalarının acı çekebileceğini akıllarına bile getiremezler.
Samuel JHONSON

16 Haziran 2010 Çarşamba

Bir nefes duana muhtacım.



Dünyayı titreten fermanım olsa,
Dağları delmeye dermanım olsa,
Başakları altın harmanım olsa,
Zümrüt ile bezense taht ile tacım ,
Bir nefes duana muhtacım.

Ahmet Altan'ın -İçimizde Bir Yer



Hayatın bizim değerimizi bilmediğinden yakınırken aslında hayatın
değerini bilmeyenin biz olduğumuzu anlamamız her zaman mümkündür.

Virginia
Wolf'un hayatını,onun yazdığı Mrs. Dalloway isimli romanla
...birleştirerek Saatler isimli bir roman yazan Cunningham'ın
kahramanlarından biri,o değerini bilmediğimiz anlardan birini daha sonra
hatırladığında kederle,o anı ''mutluluğun başlangıçı sandığını ama o
anın aslında mutluluğun kendisi olduğunu'' düşünür.

O başlangıç
anının devamının gelmemesinden doğan hayal kırıklığı,yıllarca
sonra,mutluluğun aslında o an yaşandığını anlamanın yarattığı bir
minnettarlığa ve sevince dönüşür.

Kadın,yaşadığı anın adını
yanlış koymuş,o anı çok umursamayıp ondan sonra gelecek anlarla
ilgilenmiş ve epeyce zaman sonra beklediği anın aslında ona gelmiş an
olduğunu anlamıştır.

Hayata tekrar bakmak,ona kaybolmuş bir
anı,kıymeti bilinmemiş bir mutluluğu ve çok az insanın sahip olabildiği
bir duyguyu yaşamış olduğunu fark etmenin sevincini getirmiştir...

Zamanın
bize bağışladığı anlar içinde en değersiz bulduğumuz an genellikle
yaşadığımız andır,kıymeti en az bilinen,bütün anlar içinde en ''üvey''
olan,kendimize en uzak tuttuğumuz an tam da avucumuzda bulunan o andır.

varolmanın dayanılmaz hafifliği / milan kundera



istediğini bilememenin aslında son derece doğal olduğunu anlayınca
kadar kızdı kendine.sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı
öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki
hayatlarımızda gideremeyiz;bu nedenle ne istediğimizi
bilemeyiz..terezayla olmak mı daha iyiydi,yalnız olmak mı karşılaştı...rma
fırsatı olmadığı için hangi kararın dahaiyi olduğunu sınamanın bir yolu
yok.olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz,önceden uyarılmaksızın,rolünü
ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi.hayat öncesi prova
hayatın ta kendisiyse,ne değeri olabilir yaşamanın?

s(18)

tomas'a
duyduğu,birleşmeyle sonuçlanan aşkın dışında,olasılıklar
düzleminde,öteki erkeklere yönelik sonsuz sayıda birleşmeye dönüşmemiş
aşk vardı...
hepimiz hayatımızın en büyük aşkının hafif,ağırlıksız
birşey olabileceği düşüncesi yekten reddederiz;aşkımızın tam olması
gerektiğini,onsuz hayatımızın hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını
varsayarız;
en kasvetli,en korkutucu suratıyla bizzat beethoven'in o
büyük aşkımıza bir ''es muss sein!''çektiği duygusuna kapılırız.
(olmalı!)

*Şef Mahko nun ırmak hikayesi ve Geronimo*



*Kızılderililer henüz
gözyaşı yoluna revan olmamıştı o vakitler, binlerce
yıldır
...yaşadıkları topraklardan, kafileleler halinde dağlara sürülmelerinin
öncesindeydi.*

*Bir
sabah daha kuşlar uyanmamışken,Şef Mahko kendi çadırından cıktı ve
torunlarının
ücünüde uyandırdı tek tek,Şef Mahkonun zaman zaman" beyazların
etkisinde
kalmış bunlar Şahsiyetlerini unutmuşlar"dediği 3 torunu da çok
geçmeden
atlarını eyerlemiş köyün çıkışında onları bekleyen dedelerinin
yanına
varmıştı.*

*Av bereketli geçmişti,torunlar eve dönmeyi beklerken
av boyunca hiç
konuşmayan Şef Mahko "toparlanın" dedi," asıl
yolculuk şimdi başlıyor".*

*Kuşluk vaktinde biri aksaçlı dört
süvari dağları aşmış vadideki ırmağa
doğru yol almaktaydı,Şef Mahko
Irmağa yaklaştıklarında atından indi. Şef
önde torunları arkada
ırmağın kenarına vardılar,Apache Şefi Mahko saygıyla
ırmağın
yanıbaşına çömeldi,iki elini de suya soktu ve ellerini suda tuttu
,bir
süre sonra çıkardı,parmaklarından su damlayan iki elini de torunlarına
uzattı
"ellerime bakin" dedi " ve ne gördüğünüzü söyleyin".*

*Torunların
ücüde şaşkın şaşkın birbirine baktı.En büyüğü konuştu önce"bir
çift
ıslak el"dedi.Şef Mahko başını ortanca torununa çevirdi,oda"buruşuk bir
çift
el"dedi gülümsemesini gizlemeye çalışarak.Aldığı cevaplardan memnun
kalmayan
Şef en küçük torununa döndü,"Bilge bir dedenin elleri "dedi en
küçükleri.Bir
süre daha havada asılı kaldı Şef Mahko nun elleri Üç
torunununda
gözlerini tek tek yokladı ve"ellerime iyice bakın ,söyleyin ne
görüyorsunuz
"dedi.Üç torunun üçüde dedelerinin ellerine baktı bir süre boş
boş
gözlerle, üçününde başı öne düştü sonra,ırmağın şırıltısını dinlediler
bir
süre,sonra en küçükleri "dede" dedi "en iyisini sen bilirsin" bunun
üzerine
Şef Mahko kızgın günesin altında tamamen kuruyan ellerini aşağıya
indirdi.*

*"Az
önce ellerimde Irmak vardı "dedi Şef Mahko "AZ ÖNCE ELLERIMDE IRMAK
VARDI"
diye tekrarladi"ama siz ırmağı değil ellerimi gördünüz ve ellerimdeki
ırmak
kızgın günesin altında kurudu gitti,**işte Şahsiyette bu ırmak gibidir
bir
defa içinden çıktınızmı bir daha sizi kimse görmez,görseler bile
varlığınız
güneşin insafına kalmıştır".**Şef Mahko sözlerini bitirir
bitirmez
Atına atlayıp yola koyuldu ve arkasına bile bakmadı,en küçük
torununa,
o en sevdiği torununa bile.*

*Şef Mahko nun o en küçük torunu
yıllar sonra Geronimo adıyla
tanınacaktı.Büyük savaşçı, o büyük
APACHE savaşçısı Şef GERONIMO*

DENİZ YILDIZI



yazmak için okyanus sahillerine giden
bir yazar, sabaha karşı
kumsalda dans eder
gibi hareketler yapan birini görür.
Biraz
...yaklaşınca , bu kişinin sahile
vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan
genç bir
adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden
denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
-
Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek.
Onları suya atmazsam
ölecekler. Yazar sorar;
- Kilometrelerce sahil , binlerce
denizyıldızı var.
Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir
denizyıldızı
daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti
ama...

15 Haziran 2010 Salı

Okumak İptiladır Müptelalara Selam!



Okumak İptiladır Müptelalara Selam! kitap okumak, bir alışkanlıktır. iptila halidir. müptelası ancak kitap okur. siz hiç bir alkoliğin rakı içecek param yok; hiçbir tiryakinin cigara içmeye vakit bulamıyorum dediğini duydunuz mu?

11 Haziran 2010 Cuma

Aşk (Tek Hece)



Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hat'rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Benim için yaratıldı Muhammet!
Benim için yağdırıldı o rahmet!
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim...

6 Haziran 2010 Pazar

Türk Olmak



Aslında çok şeydir, Türk olmak.
Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
Kosova'da ve Bosna'da, Batı Trakya'da ve Makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.
Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı'da, Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.
Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında
Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövdüğünde
Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır.
Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana'yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir tabii ki sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana'yı yakmadığın için.
Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.
Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir.
Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.
Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.
Türk olmak; Truva'dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
Doğu Roma'yı da Batı Roma'yı da yıkıp, yeni Roma olan AB'ye girmeye çalışmaktır Türk olmak.
Türk olmak, Mostar'da köprüdür, Kerkük'te kaledir, İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır, Çukurova'da pamuktur, Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.
Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır. Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.
Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek.
Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.
Türk olmak 'Türk çayında radyasyon olmaz!' yalanları ile, 'Gusül abdesti alana AIDS bulaşmaz!' dolanları ile yaşamaktır. Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.
Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır.
Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık olmaktır.
Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir. En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkiyaya türkü yakmaktır, Türk olmak.
Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövül düğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde... Hayatın sana verdiklerine 'Nasip', vermediklerine 'Kısmet' demektir. Her işin 'Hayırlısına' inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir. Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.
Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir. Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.
Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.
Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir. Zor iştir Türk olmak.
Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir.
Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir.
Gerektiğinde; Vatan Sağolsun,Gerektiğinde; Ne Mutlu Türk'üm diyebilmektir.