Google

11 Aralık 2010 Cumartesi

Serdar Tuncer Kimdir?


16 Ağustos 1978 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Annesi onu doktor oğlum ninnileriyle büyütürken, o içinde en büyük hastalığı (şiir) büyütüyordu. Ankara Merkez İmam hatip lisesine giderken ilk şiirinin yazılma sebebinin ileride çocuklarının annesi olacağından habersizdi. ( Lise son sınıfa giderken radyo programlarına başlayan Tuncer, üniversite hazırlık günlerinde Kanal A televizyonundan gelen teklifle dersaneyi bıraktı. "Üç Nokta" isimli programıyla gönlünden geldiğince muhabbet etti. Sokaktaki adama "siz var mısınız? var olduğunuza bir deliliniz var mı?" gibi ilginç sorular sordu. Kimi zaman susmadan konuştu, kimi zaman 1.5 saat boyunca hiç konuşmadan anlatarak televizyonculuk kalıplarını ters yüz eden programlar yaptı.



İlk şiir kitabı “Sen İstanbul Kokardın” 1997 yılında yayımlandı, ikinci şiir kitabı “Aynalar” 2003 yılında.. Türkiye Yazarlar Birliğine üye olduğu yıllarda televizyondan ayrıldı, radyoyu bıraktı, milenyum kışında Kocatepe’de “gönlünüzden ne koparsa” diyerek imzalı şiir kitaplarını sattı.



Bu yıllarda lokantada çalıştı, dergi çıkardı, Hacı Bayram Camii avlusunda tam bir yıl çay içti, şiir yazdı, reklamcılık yaptı, İstanbul’da oturdu, kitap sattı, radyolarda program yaptı, bir gönüle girme ümidiyle, gönlünce yaşadı.



“Oğlum bu kadar yaşadığın yeter mi?” sorusuna siz bilirsiniz dediği gün, 5 yıl sonra tekrar İstanbul’a gelişinin kapısı çoktan aralanmıştı. Altı yılda beşinci evlerine taşındılar. “Satır Arası Hikayeler” kitabı pozitif yayınlarından çıktı. Kanal a televizyonunda yayınlanan “Gecede Bir Gün” Programı 2005 yılının en iyi tv kültür sanat programı seçildi.



Yaklaşık üç yıl Kanal A'da "Yıldızdan Mahyalar" isimli sahur programını sundu. 2007 yılında Kanal 1'de yayınlanan "Türkiye'de ve Avrupa'da Ramazan" isimli sahur programıyla izleyici karşısına çıktı.



2008, 2009 ve 2010 Ramazanlarında Topkapı Sarayından canlı olarak sunduğu TRT1 İftar programıyla çaysız ama çay tadında muhabbet etti. TRT Haber'de Cumartesi akşamları yayınlanan "Yeni Şeyler Söylemek Lazım" programını Uğur ışılak'la birlikte sunuyor. Aynı zamanda Radyo 15'te Yitik Hazine isimli programı hazırlayıp sunuyor. Nasıl yetiştirdiğini anlamadığımız bir şekilde çeşitli programlar dolayısıyla Türkiye'yi geziyor, şiir okuyor, muhabbet ediyor..

Ahmet Telli - Çocuksun sen



Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte



Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum



Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa



Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan



Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen



Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.



Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil 

Vesair...



Yürek dalga söz kumsal
Rüzgar sensin ey şair
Kumlar kurak deniz lal
......Es hadi aşka dair

Bilmem ne zaman nasıl

Gelir geçer her fasıl

Aşk şair aşktır asıl

Gerisi hep vesair.